dün akşam tayyip erdoğan'ın konuşmasını dinledikten sonra "keşke sadece sağlık bakanı açıklama yapmaya devam etseydi" dedim.
En azından Koronavirüs'e karşı sermaye sahiplerini ve tüketmek isteyenleri kredi ile, halkı ise kolonya ve maske ile korumaktan daha akılcı tedbirleri duyarak avunabilirdik.
Devlet kurumlarında ve kurumsal şirketlerde mutlaka denk gelmişsinizdir. Bazı yerlere 'yangın veya afetlerde ilk kurtarılacak' etiketleri yapıştırılır. Dün iktidarın açıkladığı tedbir paketinin 'ilk kurtarılacaklar' listesinin başında her zaman olduğu gibi yine sermaye sahipleri ve bankalar vardı. Liste her şart ve koşulda şubelerine yeni şubeler katan ve her yıl hiçbirşey üretmediği halde kâr rekorları kıran, emperyalizmin ileri karakolları, ülkenin en çok kazanan kurumu olan bankaları merkeze alınarak yapılmış. Listede halk yok, esnaf yok, işçi yok, memur yok, emekçi yok..
Zaten iktidarın halkı koruyacak ne bir ekonomisi ne bir üretimi nede bir sağlık politikası var..
"Zengin dağdan aşırır, fakir düz ovada şaşırır" diye bir deyim var. Erdoğan'ın paketi açıklarken iki kere Rifat Hisarcıklıoğlu'na "yüzün gülüyor" demesi aslında durumu özetliyor. Anlaşılan bütün bu hercümerç, Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun temsil ettiği yüzün gülmesi için hazırlanmış. Bundan dolayıdır ki o yüz 'gülsün' diye yüzümüze kolonya ve maske, payımıza ise sabır ve tevekkül düşüyor. Halka kolonya ve maske dağıtan iktidar sermaye sahiplerini krediye/teşvike boğuyor.
Hükümet halka hem evden çıkmayın diyor hem de ;
"İç hat biletinde KDV'yi % 18'den % 1'e indirdik, hadi uçun" diyor..
"Konaklama vergisini kaldırdık, zaten turist yok ve oteller boş tatile gidin." diyor..
"Konut satışında asgari peşinatı % 20'den % 10'a indirdik, koşun ev alın." diyor..
"Eğitime belirsiz süre ara verdik" diyor ama "20 bin öğretmen atıyor"
En riskli yaş grubu olan emekliye "En düşük emekli maaşın 1500 ₺ olacak, bayram ikramiyesini nisan'da alacaksın" diyor..
Peki küçük esnaf ve işletmeler, ücretsiz izne çıkarılanlar ve milyonlarca işsiz ne olacak?
Hem 'evde oturun' deyip hem konut satışını artırmaya çalışmakta nedir?
Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecek-İçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemeleri 6’şar ay erteleniyor da halkın tüketime en çok ihtiyaç duyduğu zorunlu temel ihtiyaçlara vergi- ötv indirimi neden getirilmiyor?
Asgari ücrete, çiftçinin gübre ve mazotuna neden vergi muafiyeti getirip, borçları ötelenmiyor?
Bütün güzellikler zaten vergi ödemeyen bir avuç sermaye sahiplerine yapılırken, her şart ve koşulda en fazla vergi ödeyen kesimden 'evde kaldığı' sürede bile vergisini neden almaya devam ediyorlar?
Zaten evde nasıl kalacağız ki !?
Bu ülkede sadece çalışanların %46'sı asgari ücretliler oluşturuyor. Açlık sınırının altında mucizevi bir hayat yaşayan bu milyonlarca insan, evde kalsa nasıl yaşayacak ?
İktidar milyonlarca vatandaşın sadece fotosentez yaparak yaşamasını bekliyor olabilir ama bu bile mümkün değil ! Çünkü insanlar çoktan yıllar sonra alıp-vereceği nefesi de borçlanarak tüketmiş durumda..
İnsanlar ev kiralarını, kredi taksitlerini, kredi kart borçlarını ödeme derdinde. Zor günler geçiren esnaf ayakta kalma ve evine ekmek götürme derdinde iken daha da büyük bir krizle nasıl ayakta kalacak?
Onlara destek olacak bir hane halkı paketi lazım. Elektrik, gaz, su ödemeleri belirli limitlerde tutularak bellirli sürelerde ücretsiz olmalı. Vergi ve teşvik paketleri ile vatandaş korunarak sosyal devlet olmanın sorumlulukları hatırlanmalı ve zor günlerde zorluklar paylaşılmalıdır. Ama bunun mümkün olmayacağını en başta iktidar biliyor. İşsizlik fonu ve ihtiyaç akçesini tasarruf etmediği itibar yolunda tüketen iktidar, bütün politikalarını da tüketim üzerine kurguladı. Müstemleke tipi kalkınma modeli ile yıllarca varlıklarımızı tüketip, ülkenin bütün varlıklarını da bu uğurda bozuk para gibi harcadı. Ortada bir üretim politikası hiç olmadı. Varolan üretimlerin tamamı yabancı sermayeye peşkeş çekildi. Bankalar ve küresel şirketler halkın bütün varlığına bu politikalarla sahip oldu. İktidar bütün gelirini vergilerden ve cezalardan elde etmeye başladı. Halkın vergileriyle yapılan herşeyi halka 'hizmet' diye yutturup birde bunu halka yine parasıyla sattılar..
Bu sebeple vatandaşı destekleyecek ortada bir para yok ! Bu sebeple senin payına sabır ve tevekkül, kolonya ve maske düşüyor..
Sen öl ama üzülme !
Devlet erkanı gelir cenazende Kur'an okur, Canına okur..
Ölünüze de okur dirinize de okur..
Yeter ki istikrar sürsün;
Sermayenin yüzü gülsün..
İstikrar sürsün, Sermayenin yüzü gülsün !
Paylaş