Tasavvufta fenafillah diye bir tabir vardır. Allah’ta kaybolmak, yok olmak anlamlarına gelir. Said Nursi’de Fena fil ihvan diyerek kardeşinde yok olmak tabirini kullanır.
Deva ve Gelecek Partisi ise tabir yerindeyse fena fil CHP dedi ve kendilerini CHP’de yok ettiler.
Henüz bir seçime bile girmemiş bu iki parti yaptıkları koltuk pazarlığı karşısında kendilerini CHP’ye sattılar.
Kendi logomuz ve kendi ismimizle seçime gireceğiz diyen ve tabanında alkışlarla karşılanan Babacan tüm söylediklerini çok kısa bir zamanda yutmak zorunda kaldı. Birkaç koltuk uğruna kendine çizilen misyonu yedi bitirdi.
Ak Parti’nin bir zamanlar en güçlü eski bir bakanı, CHP tabanının tüm hakaretlerini, saldırılarını içine sindirerek CHP listelerinde yer aldı ve o tabandan kendisine oy istemeye başladı.
Kaldı ki o taban tüm sosyal medya ve köşe yazılarında en hafifiyle ne kumpasçılığını bırakıyor, ne Ali Dibo’culuğunu bırakıyorken biliyor ki yine tıpış tıpış gidip oyunu verecektir.
Bu zillet ne adına çekiliyor belli değil.
Bu hakaretler ne adına sindiriliyor belli değil.
Hoş O’nun lideri de bir zamanlar Kılıçdaroğlu tarafından yüce Divan’a verilmekle tehdit edilmişti de şimdi kol kola, omuz omuza gezebiliyor.
Ahmet Davutoğlu’da en çapsız bakan olmakla itham edilmişti ama şimdi Cumhurbaşkanı yardımcısı olmakla taltif edilebiliyor.
Biz ilkeler etrafında birleştik diyenler ne ilke dinliyor, ne itibarlarını koruyabiliyorlar.
Kendi logoları ve isimleri ile girdiklerinde bir ağırlıkları, bir şahsiyetleri, bir ilkeleri olabilecekti. Belki Ak Parti’ye oy veren seçmenlerin bir kısım oylarını devşirebileceklerdi.
Şimdi girdikleri CHP listelerinde kendi tabanları ve yönetim kurulu üyelerinin bile oylarını alamayacaklar. Kendileri de biliyor ki o taban hiçbir zaman CHP’ye oy vermeyecek.
Yapılan anketler bu iki partinin oylarını artık yüzde birin bile altında gösteriyor.
15 Mayısta görülecek ki CHP yine klasik oyunu almış ancak listelerine kattığı diğer 4 partinin hiçbir katkısı olmamış.
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı uğruna bu fedakarlığı yapıyor diyenler çıkıyor. Ancak anketler İyi Parti dahil, diğer 4 partinin tabanlarının büyük kısmının Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğini gösteriyor. Yani siyasi hesaplarda 2+2 hiçbir zaman 4 etmiyor.
Ben çok merak ediyorum DEVA’lı ve Gelecek’li isimler nasıl halka gidip CHP logosu altında oy isteyecekler.
Tavsiyem hiç halkın arasına çıkıp halkla tartışmaya girmesinler.
Zaten seçilecek yerlerde olanlar CHP tabanının vereceği oylarla seçilip, boyunlarını kırıp mecliste oturacaklar. Seçilmeyecek yerlere konulanlar ise kendileri yeni bir şey katamayacaklarından bundan böyle hiç evlerinden çıkmasınlar.
Verilen kontenjanlarla bu 4 partinin mecliste gurup kurmaları mümkün değil. Gurubu olmayan partilerin ise durumu yok hükmündedir. Sadece aldıkları koltukla sevinebilirler. Bir zamanlar Merhum Mesut Yılmaz’ın konumuna düşerler.
Koca eski Başbakan kıytırık bir meclis koltuğuna rıza gösterip gün doldurmuştu.
Bu koltuk hırsı ne menem bir şeymiş ki insanı bu tür utanılacak konumlara bile sürükleyebiliyor, ağırlığını bir anda heba edebiliyormuş.
Listeler hakkındaki değerlendirmemi bir sonraki yazıya bırakıyorum.
Seçim ola, hayrola…