Halen eski Türkiye düşüncesini dillendirenleri gördükçe oldukça şaşırıyorum.
Bunlar dışımızdaki olaylara gözümüzü kapatır ve kulağımızın üzerine yatmaya devam ederek güvenliğimizi sağlayabileceğimiz ve bağımsızlığımızı koruyabileceğimiz düşüncesindeler.
Bu nedenle dış güvenliğimizle ilgili bir konu gündeme geldiğinde, “Bizim Libya’da ne işimiz var, bizim Suriye ve Irak’ta ne işimiz var, bizim Azerbaycan’da ne işimiz var” diye konuşabiliyorlar.
Şimdi de Afganistan havaalanının işletilmesi ve güvenliği söz konusu olduğunda “Bizim Afganistan bataklığında ne işimiz var” demeye başladılar.
Öncelikle şu gerçeği artık kabullenelim.
Sadece sınırların içerisini beklemekle yeni düzende vatan savunması yapılamıyor.
Sınırlarımızın dış güvenliği sağlanamadıktan sonra iç güvenlik oluşmuyor.
Şayet bu düşünce hakim olsaydı şimdi dibimize dayanmış bir PKK/YPG sorunuyla baş başa kalıp Hatay ilimizde rahat yataklarımızda uyuyamıyor olacaktık.
Şayet Zeytin dalı harekatı, İdlip savunması olmasaydı en iyi ihtimalle milyonlarca insanın sınırlarımızda göç baskısıyla karşı karşıya kalacaktık.
Daha önce Kilis’te, Kırıkhan’da gördüğümüz gibi füze saldırılarına muhatap olmamız da cabası olurdu.
Kısacası bizim oralarda ne işimiz var sorusu yanlış bir sorudur.
Asıl soru kilometrelerce öteden gelen ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ülkelerin dibimizdeki ülkelerde ne işi var sorusudur.
Bizim için beka sorunu olan bu ülkeler, diğerleri için birer emperyal emeller sorunudur.
Afganistan konusuna gelince;
Afganistan halkı tam 40 yıldır bir savaşın içinde. Orada yaşayan insanlar neredeyse savaş öncesi bir tarihi unutmuş durumdalar.
Taliban ise bir terör örgütü değil yerel halktan oluşan bir direniş hareketidir. Önceleri Sovyet işgaline karşı Amerika tarafından desteklenen, hatta silahlandırılan bu öğrenci hareketi, Sovyetler işgalden çekilince kaosa düşen Afganistan’da yönetimi ele geçirmiş ve devlet tecrübesi olmayan bu insanlar kısa sürede çok tartışılan icraatlara imza atmışlardır.
ABD işgali sonrasında ise yeniden dağlara çekilmiş, bu defa ABD işgaline karşı bir savaş vermişlerdir.
Amerika’nın işgal sonrasında oluşturduğu işbirlikçi hükümet ve beslediği 300 bin kişilik ordu halka kan kusturmuş, bizzat Amerikan uçakları ile düğünler bombalanmış yüzbinlerce sivilin hayatına son verilmiştir.
Her zulümde olduğu gibi halk kendine kurtarıcı aramış onu da Taliban saflarında bulmuştur.
Taliban Amerikayı kovmuştur. ABD ve ordusu aynı Vietnam’da olduğu gibi Afganistan’da da yenilmiş, nasıl kaçacağını bilememiştir.
Rambo filimleriyle beslenen kuşakların bunu anlaması zordur.
Şimdi Taliban için zor sınav başlamıştır. Afganistan’daki tüm kesimleri kucaklayabilecekler midir? Eski yaptıkları hatalardan dersler çıkartabilecekler midir? Dünyadaki emperyal ülkelerin algı operasyonlarıyla savaşabilecekler midir?
Bunları bize toz duman dağılıp ortalık sakinleşince zaman gösterecektir. Besleme ordunun tek kurşun atmadan tüm silahlarını Taliban’a teslim etmesi bizlere bir gerçeği daha göstermiştir.
Bir ülkenin yerel halkı ne olursa olsun sonunda kendi gerçeğine dönmektedir.
Su akar yatağını bulur.
Mehmet Salmanoğlu 3 Yıl Önce
Insanları yere yatırıp köyün boğazlar gibi boğazlamak,neyin nesi. Çok insani bir durum olmazsa gerek! Isid neyin nesi oda orada değil mı?ABD veya diğer Emperyalist devletlerin burda işi yokta ama bizim işimiz var.Diger Emperyalist devletlerle iş birliği içinde degilmiyiz,ABD yürüyün biz sizinle beraberiz deseydi. Emevi camiinde namaz kılacaktık. Önce Libya müdahalesine karşı çıkıp sonra birlikte bombaladık mı?Bu liste uzar gider.Bütün sorun alevlere dalavere Kürt Memet nöbete!