Gündemi nahak yere meşgul eden başka bir konuya gelince; o da Volkan Konak’ın vefatı üzerine sürdürülen polemiklerdir. İslam’ın elçisinin; “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz!..”[1] sözü bize, insan nasıl inanırsa, öyle yaşar; nasıl yaşarsa, öyle ölür; nasıl ölürse, öyle haşrolur; nasıl haşrolursa, öyle hesaba çekilir, düsturunu hatırlatmaktadır. Bu gerçekliğin kabulü, tecrübe etmeyi gerektirir mi?
Söz konusu olaya özgür ortam içerisinde insanca bakmak, onu problem olmaktan çıkarır diye düşünüyorum. Yapılacak iş, herkesin, başkasının inancının kendisine ait olduğunu bilmesi ve onun inancına karışmama ve saygılı olma ilkesini unutmamasıdır. Bu düsturu tartışmalı hale getirmemek de işin esasıdır.
Bilindiği gibi, bizim inancımızda cenaze namazı kılındıktan sonra imam, vefat eden için, “Nasıl bilirsiniz?” diye sorar. Tabi bu surunun cevabını, ancak mevtayı yakından tanıyanlar; “iyi biliriz, Allah rahmet etsin” der. Bilmeyenler ise, bir şey söylemez. Çünkü dile getirilecek iyi veya kötü ifadesi, bir şehadettir ve bu şahitlik, şehadet edenin sorumluluğundadır, onu bağlar.
V. Konak, hayattayken de söylemleriyle dikkatleri üzerine çeken biri. Vefatı da, hayattakini hiç aratmamıştır. Hakkında olumlu ve olumsuz beyanatları okuduk. Olumlu ve olumsuz beyanat sahiplerinin çarpışması da gündemdeki yerini aldı. Benim Tele-1 TV’de izlediğim, haber sunucusu, İnan Demirel’in, Çatalca müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu’nun vefatla ilgili yaptığı açıklamada; “Ölen için ‘Sahnede gebermiş, şimdi bize soracaklar; Nasıl bilirdiniz? Cevabımız bu. Böyle bilirdik. Bizim için içen, bizim için yanar da elbet’ demiş”, diye müftünün sözlerini aktardıktan sonra, İnan Demirel, kendi yorumunu da eksik etmiyor; “Bu paylaşım sebebiyle başına bir hâl gelecek mi? Soruşturma için bir sürü sebep uydurulabiliyor. Mesela, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek gibi… Ne bilim, falan filan işte. Bu tweetin hesabı sorulacak mı? Ölmüş birinin arkasından bu ifadeleri yazdığı için.”[2] Müftünün bu ifadeleri belki maksadını aşmış olabilir. Ama müftü durup durduğu yerde bu paylaşımı niye yapsın? Hiç bunun sebebini araştırma gereği duymaz mı insan? Haydi, haklısın diyelim, peki hırsızın hiç mi suçu yok? Diğer taraftan soruşturmanın açılması için elinden gelen yönlendirmeyi yapmaktan geri durmuyor. Bunun sebebi; “…Onların öfkesi ağızlarından taşmaktadır, kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Eğer aklediyorsanız, şüphesiz size ayetleri açıkladık.” (Âl-i İmran:118) diye buyuran Yaratıcı’nın ifadesindeki gerçeklik olabilir mi? Ölüye kötü söz söylenmez, ama dirinin aleyhine her tür kamuoyu oluşturulabilir, öyle mi? Sevsinler böyle adaleti!
Volkan Konak veya başka birisinin hiçbir düşüncesi ve inancı, kimseyi ilgilendirmez, ister Varlığa inanır ve O’na tapar, ister gider ineğe… veya hiç inanmaz. İrade onun. Ama bir başkasının inancına karşı zedeleyici, kötüleyici bir söz veya eylemde bulunursa işte bunu hiç bir akl-ı selim kabul etmez. Bunun mazereti de olmaz!
Bakıyorsunuz, Volkan Konak, bir konser sırasında vasiyetini açıklamaktadır; "Siz sevenlerime vasiyetimdir, ne olur ben ölünce gömmesinler beni toprağa. Yaksınlar benim tüm bedenimi. Ve bir kutuya koyup Karadeniz'imin üstüne bir helikopterle savursunlar tüm küllerimi. Özellikle de Trabzon'umun üstüne." Daha önce verdiği röportajlarda da dini inancını, kişisel bir mesele olarak gördüğünü ifade etmiş, "Benim dinim insan sevgisidir" ifadelerini kullanmıştır.[3]
Düşüncelerinde, kararsızlığın hâkimiyetini, verdiği kararlarda görmek mümkündür. Toprağa gömülmek yerine bedeninin yakılmasını isterken bir bakıyorsunuz “Bir konserinde ise Nazım Hikmet'in şiirini okurken "Maçka'da düz tarlaya babamın yanına gömün beni" ifadelerini kullanmıştır.[4]
Yine daha sonra, vefatının ardından "Beni yakın" şeklindeki sözleri tartışma yaratmış ve daha önce verdiği bir röportajda sahnedeki söylemlerinin vasiyet olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtip bu sözlerinin bir sahne şovu olduğunu ifade etmiştir. Konak, 2020 yılında bu vasiyetiyle ilgili yapılan yorumlara, "Seviyorum Trabzon'u. Benim yerim belli, babamın yanı" diyerek yanıt vermiştir.[5]
Volkan Konak’ın cenazesi, yapılan otopsi işleminin ardından İstanbul’a getirildi ve cenaze namazı bugün öğle vakti (01.04.2025) Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camisi’nde kılındı.[6]
Hakan Ural da yazılanlara isyan edenlerdendi! Ancak, keşke Ural yazılanlara isyan ettiği gibi yazılanlara sebep olan keyfi davranışlara da isyan etmiş olsaydı. Ural, bu olayla ilgili şöyle diyor:
“Neden biz nefret ve öfke ile yaşar hale geldik? Neden biz insanlıktan bu kadar çıktık? Neden? Diyelim ki, sen istemiyorsun, tamam da rahmet dileyenden ne istiyorsun? Sen etme! Yaşama saygıdan dolayı gidene rahmet dilersin. Allah!.. Niye böyle dedin de… Şöyle dedin de… Yahu sana ne? Sen dileme! Bugün insanın vefatını taşıyamaz hale gelmişiz ya!” [7]
Bu polemiklerin arka planına baktığımızda problemin muharrikini bulmak kolaylaşır. Diyanet İşleri Başkanlığı 29 Aralık günü yayınladığı cuma hutbesinde, yılbaşı eğlencesi adı altında yapılan yanlışlara ve İslam'ın çirkin gördüğü konulara değinmişti. Cuma hutbesinde, “Dinimizde ve kültürümüzde yer almayan yılbaşı eğlenceleri, Noel Baba figür ve kıyafetleri, çam ağacı süslemeleri gibi yanlış tutum ve davranışlardan uzak duralım. Kötülüklerin anası olan alkol, ocakları söndüren kumar, umutları tüketen şans oyunları ve piyango gibi haramlarla sağlığımızı, zamanımızı ve kazancımızı heba etmeyelim.” ifadeleriyle Kur’an ayetlerinde ifade edilen Hristiyanlara benzemenin ve içkinin haram olduğuna dikkat çekilerek vatandaşlara bu konuda hatırlatma yapılmıştı.”
Burada Volkan Konak’ı ilgilendiren, zemmeden, hakaret eden, sataşan bir durum var mı? Yok! Peki, kime hitap ediliyor? Tabii ki cami cemaatine. Yani Müslümanlara. Durum bu iken, Konak’ı ilgilendirmediği halde ve üzerine vazife değilken neden hakaret dilini kullanarak; Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a “Bezirgân’ diyerek çirkin bir benzetme ile şu sözleri sarf etmiştir:
“Atatürk’ün kurduğu diyanetin koltuğunu işgal eden zat; insanlığın hizmetine ücretsiz sunulan dini, maaşla icra etmek, eğlence ve de turizm alanında çalışan ve bu sektörlerin vergisinden maaş almayı içine sindirmek ancak sizin gibi bezirgân saltanatı süren kişilere yakışır. Bu akşam maaş ve ödeneklerinize katkı olması için bir kadeh de sizler için içiyorum. Lütfen kabul buyurunuz”[8] demişti.
Evet, hakkaniyet sahibi olduğuna inandığımız Hakan Ural, buyurun söyleyin, kim kime sataşıyor ve ayrıştırmalara çanak tutuyor. Ben asla müftünün üslubunu tasvip etmediğimi söylüyorum. İyi ama be kardeşim, hakaretin yolunu açan sensin ey Konak!. Keşke ölmeseydin de bu üslubun birleştirici olmadığını sana anlatma imkânımız olsaydı. Keşke ebedî huzura gitmeseydin de sözlerine güç ve dayanak olarak Atatürk’ü araçsallaştırma basitliğine girmeseydin. Çünkü Atatürk’ün kurduğu diyanette, Başkan’ın maaşının nereden alınacağı da belirtilmiş olmasına rağmen, bu çok talihsiz ve ideolojik bir ifade olmuştur ki, bu da Atatürk’ün kurduğu kurumun işleyişini eleştirme anlamına geliyor, farkında olmadan. Bu savından dolayı orada Ata’ya özrünü beyan edersin artık. Ne diyelim.
Sonuç olarak, bu talihsiz durumdan, polemiklerden çıkaracağımız ders, şu olmalıdır: Eğer barış içerisinde birlik ve dirliğimizi koruyarak yaşamak istiyorsak insanlık adına doğru bildiklerimizi söylemek durumundayız. Yanlış varsa söylenir, onu düzeltmek de sahibine düşer. Varsa bir hata, ondan dönmenin bir erdem olduğu gibi, söylenen doğruya katılmak da bir erdem olsa gerektir. Şu sözümüzü birliğimizin anahtarı olarak kabul edebiliriz: “Anlaşılmanın yolu, anlamaktan geçer, Anlamaya çaba göstermeyen de anlaşılmayı beklemesin!”
Bütün mesele, hissiyattan uzak, insan sevgisini ortaya koyabilmektir. Ne diyor, insan sevgisiyle dolu olan Aşık Ozanımız Yunus Emre;
"Ben gelmedim dava için
Benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim"
Müsamaha ile/ hoşgörü ile birliği ve dirliği korumaya yönelik gönüller yapmaya gayret gösteren dostlara selam olsun.
[1] Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, V, 663.
[2] https://www.youtube.com/watch?v=JLdWN7_tdtI (erişim, 01.04.2025)
[3] (https://www.haberler.com/haberler/volkan-konak-dini-inanci-ne-ateist-mi-musluman-18487331-haberi/) (1 Nisan 2025)
[4] https://www.yenisafak.com/foto-galeri/hayat/volkan-konakin-vasiyeti-ortaya-cikti-ben-olunce-gommesinler-beni-topraga-4690295/8 (Yeni Şafak, 31/03/2025, Pazartesi)
[5] https://www.haberler.com/yasam/volkan-konak-la-ilgili-vasiyet-tartismasinda-18488063-haberi/ (Nisan 2025 10:58)
[6] https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/turkiye-kuzeyin-ogluna-veda-etti-volkan-konakin-esi-selma-2314862 (Yayınlanma: 01.04.2025 -13:30)
[7] “Hakan Ural'la Neyse O”, https://www.youtube.com/watch?v=Y2l-f5rvKuc (31.Mart 2025)
[8] https://www.yeniakit.com.tr/haber/alkol-kokan-agziyla-dine-saldirmisti-sahne-bezirgani-oldu-ameline-gore-muamele-gorur-insallah-1924117.html Haber Merkezi Giriş Tarihi: 2025-03-31 15:51