Arap dilinde "ıyd" bayram demektir. Iyd'ül adha ise kurban bayramı anlamına gelir. Gerçi Arapça, ıyd'ül kurban veya ıyd'ül kebir diye de adlandırılır bu zaman dilimi.
Kelime olarak "ıyd" avdet etmek yani geri dönmek demektir. Kur'an'da a-w-d kökünden gelen altmış üç kelime vardır. Mesela Kur'an'da " Kim tekrar ribaya dönerse, işte onlar ateş ehlidirler ve orada sürekli kalacaklardır" (Bakara: 2:275) şeklinde geri dönme fiili " ..ve men ade" kalıbıyla ifade edilir. Dolayısıyla kelime olarak "ıyd" geri dönmek demektir.
Bununla beraber "ait" veya "aidiyet" kelimeleri de aynı köktendir. O halde "ıyd" kulun ait olduğu yere dönmesi veya onu yeniden hatırlaması gibidir. Zira Hac mevsiminde müslümanlar, Allah'ın yeryüzündeki sembolik evi olarak tabir edilen beytullah'ı ziyarete giderler. Oraya giderek aidiyetlerini yeniden hatırlamış olurlar. Bu arada Hac kelimesi de zaten yönelmek, ziyaret etmek anlamına gelir. O halde Hac, insanın Allah'a ait olduğunu hatırlaması için yapılan bir yolculuktur.
Peki "ıyd'ül fıtr" yani Ramazan bayramı veya "ıyd'ul adha" yani kurban bayramı hangi anlamda Allah'a dönüş ve yöneliş olur?
Bunun cevabı, adamak ve adanmaktır. Ramazan'da adanarak kurbanda ise adayarak Allah'a yönelmiş oluruz. Zaten kurban, kelime olarak k-r-b kökünden gelir ve yakınlaşmak demektir. "
“Adha" kelimesi ise sunak, adak anlamına gelir. O halde kurban bayramı, müslümanlar'ın sunak ve adak ile insanları sevindirmek suretiyle Hakk'ı hoşnut ettikleri bir zaman dilimidir. O bir et festivali değil garibi ve fukarayı sevindirerek Rabbi hoşnut etme mevsimidir.
Türkçe'de kullandığımız bayram kelimesi ise bize çoğu dini terminoloji gibi Farsça'dan geçmiştir. Anlamı itibarı ile ram olmak yani yeniden sükûn, barış ve mutluluk ruhunun yaşandığı zaman dilimi anlamına gelir. Bu kullanım Kur'an'da, bayram anlamına gelen "ıyd" kelimesine de uygundur. Zira Maide suresinde de İsa (a.s)' ın duası ile gök sofrasının başında duyulan sevinç anlamındadır.
Ayet şöyle: "Meryem oğlu İsa dedi ki: "Ey Allah'im Rabbimiz! Gökten bize bir sofra gönder: o, bizim için ilkimizden sonuncumuza kadar sürekli bir sevinç (bayram) ve Senden bir işaret olacaktır. Ve bize rızkımızı ver, zira rizik verenlerin en hayırlısı sensin" (Maide 5:114) Ayette geçen "iden”kelimesi hem sevinç hem de bayram olarak tercüme edilmektedir.
O halde ,bayram bizi nasıl mutlu eder? sorusu yerinde olacaktır.
Bayram bizim ödonomik anlamda mutlu olduğumuz zaman dilimidir. Zira Aristo'ya göre de iki tür mutluluk vardır. Biri hedonistik mutluluktur ki , bu her canlı için geçerli bir mutlu olma yoludur. Haz eksenli mutlu olmak yani yediklerimizin, içtiklerimizin bize haz verdiği için mutlu olmamız.
Ne ki, daha kalıcı olan ise ödonomik mutluluktur. Yani birisine faydalı olurken ki duyulan o iç sürur. Yardım ettikten sonraki sevinç. İlki beşer dahil tüm canlılara has bir durum iken, ikincisi sadece insan olabilene özgü bir durumdur.
O halde bayram, sevindirdiğimiz kadar bayramdır. Bazen bir tebessüm ile bazen bir hediye ile bazen de bir sunak ile.
Sevindirdiğimiz kadar seviniriz ve dahi sevineceğiz.
O halde, yaptığında ve gördüğünde, Rabbin kudretini ve rahmetini hisseden ve iyiyi görerek, iyilik yaparak ve iyilerden olarak, Yaradanı seven, yaratılanı sevindiren ve dahi O'nu şah damarından yakın hisseden sadık kullarından olalım duası ile tüm dostların bayramını tebrik ederim.
selam ve dua ile