Daimi bir iç direniştir çünkü o
Reçetesi vuslattır
Mahşer deyince kimilerinin intikam duyguları depreşir
Lakin o, ömürlük hasretlerin vuslat otağıdır aynı zamanda
Sükut mahşeri hatırlatır
Vücut azalarının dile gelişi
O gün lisan-ı haliyle konuşacak herkes belki de
Söze ne hacet!
Gaybı mutlak bilen Rabbin mahkemesinde
O gün, her ne yana dönse, insan kendisine çarpar
Hayatı boyunca kendisi ile saklambaç oynayan insanın, saklanacak bir yer bulamayıp sobelendiği yerdir mahşer
O gün, derin bir nedamet içindedir her benlik
Ödül veya ceza, lüzumsuz değildir
Ehli adaveti süresiz bir adalet çukuru beklemektedir
Ehli emanet ise süresiz saadet yurdunun mukimi olur
İnsanlık tarihi, ehli emanetin ve ehli ihanetin çatışmasından ibarettir
Firavun ve Musa yahut Nemrut ve İbrahim
Bu çelişki, tarihin bidayetinden beri varolan kadim ikilem
Bize düşen kimin safındayız? Bunun bilincinde olmak
İnsanın kaderi, iradesinin kapsama alanı kalan hususlarda seçmektir
Ne ki, Firavun'un veya Musa'nın kim olduğunun dahi müphem olduğu acib bir çağdayız!
Bilgi ve vicdan ne güzel ölçü
SGK'dan para kotarmak için bebek öldüren bir çeteden bahsediyor medya!
Tüyleri diken diken eden bir tablo!
Düşünsenize, siz yeni doğan bebeği incitmemek için kucağınıza alıp sevmeye kıyamıyorsunuz ama birileri onu üç kuruş sigorta parası almak için öldürüyor!
Hem de bu birileri doktor!
Hem de her kesimden devletin içine sızmış bir çete!
Hayır hayır hem Mamona hem Allah'a kulluk edemezsiniz!
Allahu ekber! demenin İsevicesi bu!
Mülk sadece O'nun
Dört kitabın manası!
İnsanın sesini semavata duyuracak kadar avaz avaz bağırası geliyor?
Nerede adalet! Nerede insanlık! Nerede vicdan!
Bebek canı ile beslenen insan kılığına girmiş canavarlar!
Devlet kadrolarına sızmış bir çeteden bahsediyorlar!
Doktor ve bürokrat kadrusundan müteşekkil korkunç bir kadro!
Yaşasın zalimler için cehennem!
“Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza” (Tekvir: 81:8)
Sorulacak! ötelerde sorulmasına da, bizim Muhammedi bir heyecan ile dirilme vaktimiz gelmedi mi?
Herşeyin hesabı ötelerde olacaksa yaşamamızın hikmeti ne?
Evet bir taraftan özlüyoruz!
Bize anlatılan yarı doğru tarihi belki!
Veya hayalimizde kurguladığımız o kızıl elmayı!
Her ümniye bir ütopyadır ama her ütüpya gerçek olabilir.
Yeter ki, kırılmasın umudumuz. mefluç olmasın irademiz!
Zira biz, her gecenin ardında bir intibahin olduğuna kaniyiz
Evet bir taraftan özlüyoruz!
Asaleti özlüyoruz mesela!
Öfkedeki itidali,
Sözdeki ve davranıştaki dengeyi
Ah darul acaip Türkiyem!
Hazineden siyaset yapsın diye bütçe tahsis edilen legal bir parti ile müzakere etmeyi dahi vatana ihanet sayanlar, Apo mecliste konuşsun diyor …
Siyasetçinin dili kaypaktır lakin arkasındaki güruh bunu nasıl hazmediyor!
Liderimiz en doğrusunu bilir mi? diyorlar.
İyi ama bu, sizin cesedine dahi sosyal medya üzerinden nefret kustuğunuz paralel yapının müteakipçilerine verdiğiniz mankurt sıfatından daha beter bir keyfiyet arz etmiyor mu?
Gerçi bunu hep yaptılar. Derin bir taktik bu!
Birilerinin söyleyemediğini, bunu asla söylemez diyene söylettirmek!
İnsanların duygusal kodlarıyla nasıl da oynuyorlar!
Siyasi ikbal ihtirası!
Ya Sinan Ateş cinayeti ?
Konuşulmaz oldu bu mesele!
İsrail'e giden ticaret gemileri?
Gündem saptırmak!
Ne ki, sapmayan ve saptırmayan ölüm adlı gündemi var insanoğlunun!
İbret alabilene aşk olsun!
Inna lillahi ve inna ileyhi raci’un.