Beyzade Haber
2021-03-30 20:46:20

Ötekileştirme üzerine 

Bilgin Erdoğan

30 Mart 2021, 20:46

Ötekileştirme Ben-Sen ilişkisini Ben-O ilişkisine çevirir. Oysa ki 'sen' dediğimizde dinamik bir muhataptan bahsederken 'o' dediğimizde muhatabımızı statikleştirmiş oluruz. 'Sen' derken muhabımız özne iken 'O' dediğimizde muhatabımız nesneleşmiş olur.

İşte bu gerekçeyle tevhid dini İslam, Allah ile kul arasında başka bir aracı kabul etmez. Zira araya birileri girdiğinde kurbiyet esasına dayalı senli ve benli olan iletişim uzak bir tanrı algısına evrilir. 

Dolayısıyla şirk, Allah’ı ötekileştiren bir inanç sistemidir. Şah damarımızdan yakın Allaha yabancılaşmak bizi onun yarattığı mahlukata da yabancılaştırır. 

İnsana yabancılaşan ise onu ötekileştirir. O dem muhatabını imajinatif etiketler ile vasıflandırır. Bu etiketler kimileyin ideoloji, inanç, mezhep, meşrep olabildiği gibi ulusal veya ırki kimlikler üzerinden de olabilir. 

 Francis Fukuyama, 'Tarihin Sonu' teziyle Samuel Huntingdon " Medeniyetler arası Çatışma" teziyle hep bir ötekiden bahsederler. 

Gecikmiş milliyetçiliği telafi etmek için ise Türkiye Cumhuriyeti kurulması aşamasında Araplar, Rumlar ve Ermeniler Türklerin, Türkler ise Ermenilerin, Rumların ve dahi Arapların ötekisi olmuştur. Oysa ki ismi geçen bu inanç grupları veya etnik gruplar ötekileşme süreci başlamadan önce yüzyıllarca birlikte yaşayabilmişlerdir. 

Bugün dahi sorun varsa bunun tek sebebi tıpkı İblisin dediği gibi " O çamurdan ben ateşten” diyerek muhatabı ötekileştirmek ve dışlamak sebebiyledir.Oysa ki Yunus ne güzel der : "Yetmiş iki millet bir göz ile bakmayan/ Halka müderris olsa hakikatte asidir

Kur’an’a göre İblis önce düşünce planında kendisini kirletmiş ve “O çamurdan ben ateşten” diyerek şeytanlaşmıştı. Oysa ki çamur dediğimiz şey, toprağı, suyu ve ateşi içinde barından anasır-ı erbaa’nın imtizaç etmiş haliydi. 

Evet bu bağlamda diyebiliriz ki her ötekileştirme bir nevi şeytaniliktir. Zaten her suç ötekileştirmenin acı bir neticesidir. Kimse kendinden gördüğüne zulmedemez zira. Kedi dahi yavrusunu fareye benzeterek yemek zorundadır. Onu yavrusu olarak gördüğü müddetçe kılına dahi dokunamaz.

Ötekileştirme her türlü zulmün, cürmun ve fücurun hakiki sebebidir iyi düşünüldüğünde. Mezhep kavgalarından, meşrep sürtüşmelerine, etnik kıyımlarına ve hatta din savaşlarına kadar her çeşit düşmanlığın temelinde “ötekileştirme” vardır. 

Oysa ki Kur’ana göre tek düşman vardır o da zulmün bizzat kendisidir. (bknz: Bakara: 2:193) 

Kendi iç eleştirimizi, zulmü tek öteki olarak gördüğümüzde yapabilmemiz mümkün olur. Bu sebeple ötekileştirme bizi körleştirir ve hatalarımızı meşrulaştırma ve hatta savunma gibi bir haksızlığı irtikap etmemize sebep olur. 

 

İslam deyince akla, adalet, muhabbet, rahmet,uhuvvet, erdem, yüksek ahlak ile tefekkür ve tesanüd gibi vahyin Allah resulü’nün hayatında inşa ettiği evrensel değerler değil zorbalık, adavet, tefrika, husumet, şiddet ve baskı gibi insan onurunu ayaklar altında paspas eden nitelikler geliyorsa bunda İslam düşmanları kadar hatta daha fazla vahiyden beslenmeyen ve kendisini müslüman olarak tanımlayan yobaz ve mutaassıp toplumların da payı olduğunu bilmek gerekir.

Ortadoğu’da her yer kan gölüne dönmüşse, mazlum halklar zalim diktatörlerce sömürülüyorsa birtakım sözde müslüman tedhiş örgütleri Alevilerin, Ezidilerin veya Ermenilerin kanı, malı veya ırzı helaldir diye fetvalarla insanlara zulmediyorlarsa vahiy isimli aynanın karşısına geçerek biz kimiz ve bu hal neyin nesi demek durumundayız ! 

 

Evet, kendi kimliğimizden bir birey veya topluluk hata irtikap ettiğinde kendi iç muhasebemizi ve tenkidimizi yapmak en temel sorumluluğumuzdur. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.